Plaza - İçeride havalar nasıl? (3)
Geçenlerde, plazalara şöyle bir dışarıdan bakmaya çalışmıştım. Yetmedi, bir tur daha attım plazaların etrafında, belki kaçırdığım bir şeyler olabilir diye. Açıkçası, sabahları bir plazanın döner kapısı önünde gamsız bir şekilde uyuyan tekir kedi ile plaza etrafında konuşlanan hoşsohbet simitçi amca dışında, hayata dair herhangi bir detay gözüme çarpmadı. Özetle, plaza, dışarıdan, gösterişli bir yabancılaşma abidesinden başka bir görüntü vermiyor. Bu kez, biraz daha cüretkar davranıp içeri girelim ve bu yabancılaşmanın anatomisine bir giriş yapalım. İçerisi, ihtişam ve kullanılan teknoloji bakımından, dışa yansıyan görüntüyü pek aratmıyor, dolayısıyla burada bir tutarlılık sözkonusu. Yani, "dışı seni yakar, içi beni" demek mümkün değil. Bu tür yapıların, özellikle akıllı oluşu öne çıkarılır, herhalde dışarıdan bu güce karşı saygı duymakta bazı tereddütlerimiz varsa, bunları, içeri girdiğimizde gördüklerimizi, insan zekasını aşan üstün bir zeka şeklinde yorumlamamız ve hayran