Joseph Goebbels - Günlüklerinden Bazı Alıntılar

1924-1945 yılları arasında tuttuğu günlükleri bugünün Türkiye'si için ibretlik bir tarihi vesika olarak okunması gereken, Alman nasyonal-sosyalist hareketinin önde gelen bir ideoloğu.

1992 yılında Ralf Georg Reuth, bu günlükleri "Joseph Goebbels: Tagebücher 1924-1945" başlığı altında 5 cilt halinde yayımlamış. Birikim'in Şubat 2007 tarihli 214. sayısında, bu günlüklerle ilgili, Tanıl Bora'nın "Bayrak Denizi... ve Linç" başlıklı birkaç sayfalık bir yazısı çıktı. Bora, bu günlüklerin hikâyesini kısaca anlattıktan sonra "günümüzden ve Türkiye'den örneklerle kıyaslamalara kalkmayacağım. Okur, mukayeseye ehil ve ariftir" diye devam ediyor sözlerine. Daha sonra, bu günlüklerden çeşitli alıntılarla okuyucuyu başbaşa bırakıyor.

"Kitleler aklını yitirmiş bir sarhoşluk içinde. Böyle devam etmeli." (s.696)

"Halk bu fanatizmden çıkamaz ve çıkamayacak." (s.763)

Goebbels, akla meydan okuyan "sarsılmaz inanç"ı bir mitos olarak stilize eder. (s.2094) Birçok yerde, "yanıp tutuşan fanatizm"den söz eder. Bir şeyi savunmanın güvenilir ölçüsü, bunun "açık seçik, kesin ve fanatikçe" (s.1245) yapılmasıdır.

Güdülere hitap etmenin önünde en büyük engellerden biri olarak entellektüelliği saptar Goebbels: "Entellektüelizm, her nevi propagandanın en feci düşmanı"dır. (s.1299)

Ve propagandaya bakışına birkaç örnek: "Gerçek olaylar ve durumlar hakkında açık seçik bir malumata sahip olsalardı, bu haberleri okuyarak gitgide gevşeyip çökebilirdi insanlar. Alman halkının bütün bunları öğrenmemesi ne iyi! sahip olacağı kanaat hazır halde önüne konuyor." (s.1633)

Goebbels'in güdülere hitap etme ve propaganda şiarlarının vazgeçilmez bir unsuru, tekrardır. Neredeyse birkaç günde bir, "hiç durmadan damlayan su, taşı bile deler" vecizesini not eder.

Bakanlığı döneminde, Goebbels'in bellibaşlı propaganda araçlarından biri, bayrak asma kampanyalarıdır. Özellikle kritik dönemlerde, halkı "havaya sokmak" ve "havayı değiştirmek" istediğinde, bu yönteme başvurur. Günlükler'de şöyle bahseder Goebbels bu yöntemden: "Berlin bayrak takındı"... "Berlin bayraklarla süslü"... "şehir bayrak denizi"... "tüm Almanya bayrak denizi"... "üç gün bayrak asılmasını tamim ediyorum. Anında Berlin bir bayrak denizi." (s.1215)

Hukuk, "steril, herhangi bir görüşe sahip değil ve sorumsuz" (s.1465) olduğu için, habistir ona gore.

"Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır." (s.1771)

Son olarak, bir politik strateji olarak linç hakkinda şunları yazar: "Gösterileri devam ettirtiyoruz. Polisi geri çekiyoruz. Yahudiler milli öfkeyi hissetsinler bir bakalım(...) Şimdi eylem sırası halkta." (s.1281-2)

Ve bu alıntıların sonunda Tanıl Bora'nın düştüğü not: "Keşke salt bir kara mizah örneği olarak okuyabilseydik..."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Plaza - Dışarıdan bakmaya devam (2)

Orda, Bir Salgın Var Uzakta

Yazmak ya da "verba volent scripta manent"...