Sudetenland

Birinci Dünya Savaşı'nın bitiminden bugüne kadar güncelliğini ve önemini koruyan bir problem coğrafyası.

Birinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde, Avrupa'da Baltık Denizi'nden Karadeniz'e kadar olan bölgede; Çekoslovakya, Yugoslavya gibi birçok yeni ve bağımsız devlet ortaya çıkar. Galip devletler, Rusya'da yeni kurulmuş olan Bolşevik rejime karşı, bu yeni devletler sayesinde Cordon Sanitaire adı altında bir karantina kuşağı oluşturulabileceği ve böylece Batı Avrupa'ya Bolşevizmin yayılmasının engellenebileceği düşüncesiyle, bu yeni bağımsız devletleri destekler.

Galipler bir yandan da, savaş sonrası kalıcı barışın sağlanması adına 1919'da düzenlenen Paris Barış Konferansı'nda, Wilson İlkeleri doğrultusunda, ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesini tartışır. Ancak Büyük Britanya ve Fransa, bu ilkeyi sadece Almanya'nın sömürgeleri ve Osmanlı toprakları için uygulamakta diretir. Nitekim -Ho Chi Minh'in Çin Hindi için bu ilkenin uygulanması talebine kayıtsız kalındığı gibi- Südet Almanları da bu ilkenin kapsamı dışında bırakılmıştır.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan Çekoslovakya'nın Bohemya bölgesi içinde kalan Südet Almanları, kalabalık bir nüfusa sahip olmalarından ve o günlerde ulusların kaderlerini tayin hakkı ilkesinin gündeme gelmesinden hareketle, Almanya'ya katılmak ister. Ancak Südet Almanları Bohemya nüfusunun büyük bir kısmını oluşturduğu için, bütün o nüfusun Almanya'ya katılması halinde, yeni kurulan Çekoslovakya'nın pek bir anlamı kalmayacaktır. Bu nedenle kendilerine "siz azınlıksınız, size azınlık hakları tanınabilir, kendi kaderinizi tayin hakkı değil" cevabı verilir.

Hitler, daha sonra İkinci Dünya Savaşı'na giden süreçte, bu konuyu epeyce araçsallaştırır. Dolayısıyla, İkinci Dünya Savaşı'nın ertesinde Çekoslovakya, nüfusu yaklaşık birkaç milyonu bulan Südet Almanlarına bağlı olarak yeni bir problem yaşama endişesiyle, bütün Südet Almanlarını Almanya'ya sürer.

Konu hala öyle günceldir ki, AB'nin Lizbon Antlaşması'na Kasım 2009'da son onayı veren Çek Cumhuriyeti'nin devlet başkanı, bu onayı sadece şu koşulu kabul ettirdikten sonra vermiştir: "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Çekoslovakya'dan Almanya'ya sürülen Südet Almanları, Çek Cumhuriyeti'nden bu uygulama yüzünden herhangi bir tazminat talebinde bulunamayacak."

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Plaza - Dışarıdan bakmaya devam (2)

Orda, Bir Salgın Var Uzakta

Yazmak ya da "verba volent scripta manent"...