Fonksiyonalizm

İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ertesinde, Batı Avrupa'lı ülkeler arasında belirmeye başlayan işbirliği ve entegrasyon çabalarının dinamiğini analiz etmeye çalışan, öncülüğünü David Mitrany'nin üstlendiği bir sosyal bilim kuramı.

O döneme kadar, yaygın kabul gören uluslararası ilişkiler kuramları, ulus-devlet merkezli yaklaşımlarla olayları açıklamaya çalışıyordu. Ancak ulus-devletler, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan yıkımın en büyük sorumlusu olarak görülür ve bu nedenle daha önce hiç görülmedik bir düzeyde eleştirilir oldu. Özellikle yıkımın en fazla etkili olduğu Batı Avrupa'da, ulus-devlete alternatif olacak Avrupa Birliği modelleri gündeme geldi. Böylece, bu yeni duruma bağlı olarak gelişen yeni işbirliği sürecini mevcut uluslararası ilişkiler kuramlarının açıklamakta yetersiz kalması üzerine, salt Bati Avrupa'yı kapsayan değil, dünya çapında geçerliliği olacak yeni kuramsal arayışlar başladı. Mitrany'nin 1940'lı yıllarda ortaya aürdüğü görüşler, bu tür arayışlarin bir parçasıydı. Mitrany'nin yaklaşımı şöyle özetlenebilir: Eğer birden fazla ülkenin entegrasyon gibi bir amacı varsa, bunu ancak adım adım gerçekleştirebilir. Bunun için öncelikle ülkeler, ortak paydalarda buluşabilecekleri, çok fazla fikir ayrılığı yaratmayacak belli bir çalışma alanı tespit eder, örneğin karayolları. Daha sonra bu alanda verimliliği arttırıcı, ortak fonksiyonel tedbirler alır. Ancak bu düzenlemeler, bu alanın ilişkili olduğu başka alanları da (örneğin demiryolları, havayolları) etkileyeceği için, ülkeler bu alanları da düzenleme faaliyetine girer (literatürde "spillover effect" denilir bu kavrama). Böylece, bu ekonomik ortak amaçlar doğrultusunda, işbirliği, değişik alanları içerecek şekilde yavaş yavaş yayılır ve bu şekilde politik entegrasyon sürecinin önü açılır.

Mitrany'ye ek olarak, Jean Monnet de fonksiyonalizmin önemli bir temsilcisidir. Nitekim Monnet'nin hazırladığı, Robert Schuman'in kamuoyuna açıkladığı Schuman planı, fonksiyonalizmin uygulamadaki en bildik örneğidir.

1950'li yıllar, özellikle Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu ve Roma Antlaşması gibi Batı Avrupa'da hızla gelişen işbirliği projelerine paralel olarak, fonksiyonalizmin en çok rağbet gördüğü yıllar oldu. 1960'lı yıllardan itibaren, fonksiyonalizmin hayata geçmesi icin gerekli bazı önşartlar olduğunu öne süren tezler eşliğinde, bu kuram, "neo functionalism" adı altında bir düzeltmeye maruz kaldı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Plaza - Dışarıdan bakmaya devam (2)

Orda, Bir Salgın Var Uzakta

Yazmak ya da "verba volent scripta manent"...